Kuşkusuz aldığımız ebeveynlik ve ebeveynimizle ilişkimiz gelişimimizde çok önemli bir yer kaplıyor. Hayata gözlerimizi açtığımızda kurduğumuz ilk yakın ilişki, dolayısıyla da yakın ilişkiyi ilk öğrendiğimiz yer. Burada aldığımız yaralar da, ihmal edilmemiz de , görülmememiz ya da görülmemiz de, aldığımız takdirler, hissettiğimiz güven ve sevgi de hepsi bize bir şekilde geri dönüyor yetişkin hayatında.
Ebeveynliği elbette ki çok önemsiyorum ve şahsen ebeveyn olmadan önce kişinin kendiyle tanışmasını, kendi karanlık yanlarını görmesini de kıymetli buluyorum; bunu bir sonraki nesile olabildiğince az aktarmak için. Çünkü insan ebeveyn olmadan önce kendiyle karşılaşmazsa, yeni bir bireyin sorumluluğunu taşıdığı bu yolda o zorluklara göğüs germek zor olacaktır. Yeni bir bireyin sorumluluğu beraberinde birçok zorlu deneyim getirecek, kişi elbette ki karanlık yanlarıyla tanışacak. Hem bu tanışmaları görmek hem de bakım vermek epey zorlu olacaktır. Ancak ben bugün ebeveynliğe yönelik sert ifadelerin, keskin yargıların, suçlamaların, zorlamaların; kısaca ebeveyn zorbalığının ebeveynlerin üzerinde bıraktığı etkiye değinmek istiyorum.
Zannediyorum ki ebeveynlikle ilgili yazılanlar, önerilenler ne kadar sert de olsa aslında gelecek yeni nesilleri korumaya çalışıyor. O yüzden temelde iyi bir niyet olduğuna inanıyorum. Ancak her iyi niyet iyi sonuç mu getirir ona da emin değilim. Son zamanlarda ebeveynlere yazılan yazılar o kadar sert ve ağır ki bence o iyi niyetten biraz sapılmaya başlandı, niyet iyi olsa da bu ebeveynlere iyi gelmiyor. Ebeveynlerin çoğu kendini bu yazılanlar karşısında yetersiz, çaresiz, dışlanmış, zorbalığa uğramış hissediyor. Sanki sürekli onları gözetleyen ve eleştiren bir zorba var gibi başlarında. Her ebeveyn illa ki hata yapıyor, yapacak da, ancak bu hataları engellemeye çalışırken belki biraz daha empatik ve şefkatli yaklaşmak; kendimize yeterince iyi ebeveynliği hatırlatmak ebeveyn açısından, doğal olarak da çocuk açısından, daha olumlu sonuçlanacaktır. Unutmayalım ki mutlu anne mutlu çocuk demek, o yüzden bizim ebeveynlere yüklenirken yaptığımız her sert eleştiri aslında çocuğa elektrik yol ve su olarak geri döner.
Yanlış anlaşılmasın, ebeveynleri hiç eleştirmeyelim demiyorum; ancak eleştirimizin amacı yapıcı olmak ve düzeltmekse bunu empatik bir yoldan gerçekten yapıcı olarak gerçekleştirebiliriz. Son dönemde çok yıkıcı söylemler görmeye başladım, bu da ebeveynlerin hatalarını onarmak yerine önce onları sonra çocukları yıkıyor. Belki bunu okuduğunuzda “onlar da kendilerini regüle etmeyi öğrensin canım” diyor olabilirsiniz. Ancak şöyle düşünün, sürekli sizin sahip olduğunuz rolle alakalı birileri sert ve eleştirel bir şeyler paylaşsa ne hissedersiniz?
Son olarak naçizane bir gözlemimi eklemek istiyorum. Nerede çok sert, acımasız ve keskin bir yaklaşım görsem; orada kişisel bir yara gözlemliyorum (kendim de dahil olmak üzere). Belki ebeveynlere sert olduğunuzu fark ediyorsanız, dönüp kendi ebeveyninizle olan ilişkinize ve öfkenize bakma zamanıdır? Bu dünyada hiçbir ebeveyn kusursuz değil, ebeveyn olan herkes eksiklik duygusuyla ve çocuğa yetememeyle karşılaşıyor. Gelin bizler de hem ebeveynlere hem de dolaylı olarak çocuklara daha fazla kötülük yapmadan bu durumlara biraz daha empatik eleştirilerle yaklaşalım.
Helikopter ebeveyn ya da helikopter aile ifadesini yakın zamanda duymuş olabilirsiniz. Peki, ne anlama geliyor bu helikopter ebeveynlik? Çocuklarının yanından ayrılmayan, çocuklarının verecekleri tüm kararlara ve atacakları tüm adımlara karışan