Sizce okulun ikinci günü "Okula gitmek ister misin?" sorusunu sormalı mısınız?
Çocuğunuzun tanışacağı yeni ortamı anlatırken nasıl ifadeler kullanmalısınız?
Öğretmen ve okula alışırken bir rehberin varlığı gerekli midir?
Uyum sürecinin ilk günlerini çocuğun huzursuz geçirmesi durumunda neler yapabiliriz?
Sevgili Anneler ve Babalar,
Çocuğunuz okul öncesi eğitime başlarken sizin de aklınızda birçok soru işareti olabilir. Siz de bir o kadar heyecanlı ve meraklı olabilirsiniz. Tüm bu merakınız ve soru işaretlerinize cevap vermeyi ve çocuğunuzun okuluna sevgiyle alışmasını diliyorum. Bu nedenle sizinle birkaç bilgi paylaşmak istedim,
Çocuğunuz yeni bir mekânda, ortamda bulunacak. Bu nedenle ona okulu tanımlamalı ve tanımlarken mümkün olduğunca somut ifadeler seçmelisiniz. Örneğin, “Sınıfınızda rengârenk sandalyeler ve masalar var. Bahçenizde bir parkur ve salıncaklar var. Öğretmeninizle birbirinden farklı ve eğlenceli oyunlar oynayacaksınız.”
Çocuğunuzun öğretmenine ve okuluna alışma sürecinde, güvenilir bir rehberle okulunu tanıması çok önemli. Güvenli rehberi tabii ki çok güvendiği kişiler olarak siz olacaksınız. Öğretmenleri, veda vakti geldiğinde size belirteceklerdir. Belirtildikten sonra, net ifadelerle gideceğinizi ve geleceğiniz vakti söylemelisiniz. Örneğin, “Seni çok seviyorum. Şimdi gideceğim ve meyve saatinden sonra seni almaya geleceğim.” demelisiniz. Geleceğinizi söylediğiniz saatte almaya gelmelisiniz. Yani, uyum sürecinde öğretmeniyle anlaştığınız süre boyunca okulda vakit geçirmeli, ayrıldığınızda da rahatlamaya ihtiyaç duyarsa sizi görebileceği (ulaşabilecekleri) uzaklıkta olabilirsiniz.
Uyum sürecinin ilk günü kimi çocuklar için çok rahat geçerken kimi çocuklar için huzursuzluk içinde geçebilir. Bu süreç boyunca çocuklarınızın olumlu davranışlarını dile getirmeli, gelişmeye açık davranışlarını yanında/duyabileceği mesafede konuşmamalısınız. Eve döndüğünde, aile üyelerine, okulunda tanıştığı arkadaşları ve öğretmenlerinden bahsedebilir. Artık bir sürü arkadaşı olduğunu dile getirebilirsiniz.
Eğer okul hakkında konuşmak isterseniz, Okul güzel miydi? Öğretmenini sevdin mi? Arkadaşlarınla anlaştın mı? Gibi Evet/Hayır cevaplı sorular yerine (çocuklar özellikle uyum sürecinde güzel ve çirkini, sevme ve sevmemeyi, anlaşmak ve anlaşmamayı ayırt edemezler), Öğretmeninin saçları hangi renkti? Sınıfta komik bir an oldu mu? Hangi arkadaşının yanında oturdun? gibi açık uçlu sorular sorabilirsiniz.
Okulun ikinci günü, “Okula gidelim mi? Okula gitmek ister misin?” gibi hayır cevabını alabileceğiniz sorular yerine, “Okula giderken bu kıyafeti mi giymek istersin? Yoksa bunu mu?” sorusunu sorabilirsiniz.
Son olarak, uyum sürecinde çocuk kitaplarından faydalanabilirsiniz. Bu kitapları herhangi bir yorum beklemeden ve yorum yapmadan okumalı, sonunda herhangi bir cümle kurmasını beklememeli ve ısrar etmemelisiniz. Günlük kitap okuma sürecine dâhil edebilirsiniz.
Sevgilerimle
Psk. Derin Su Erdoğdu
Kuşkusuz aldığımız ebeveynlik ve ebeveynimizle ilişkimiz gelişimimizde çok önemli bir yer kaplıyor. Hayata gözlerimizi açtığımızda kurduğumuz ilk yakın ilişki, dolayısıyla da yakın ilişkiyi ilk öğrendiğimiz yer. Burada aldığımız yaralar da, ihmal edilmemiz de , görülmememiz ya da görülmemiz de, aldı
